Haber

Sinan Ateş dosyası: “Örgütlü” bir cinayetin kronolojisi

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin hazırlanan iddianame tartışma yaratırken, bugüne kadar ortaya çıkan bilgiler Sinan Ateş’in “örgütlü” bir şekilde takip edildiğini ve öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Sinan Ateş’in takip edilmeye başlandığı tarih ile kendisine yakın olan Mersin’de eski Ülkü Ocakları İl Başkanı Çağrı Ünel’e saldırı girişiminin zamanının örtüşmesi dikkat çekiyor. Bu durum, cinayetin Mersin’deki saldırı girişimi sırasında Çağrı Ünel’in açtığı ateş sonucunda Kadirli Ülkü Ocakları mensubu bir kişinin ölümüne misilleme olarak organize edildiği tezini güçlendiriyor. Ancak soruşturma savcısı, bu bilgileri iddianameye koymadı.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aykut Cihangir tarafından 22 tutuklu sanık hakkında hazırlanan 145 sayfalık Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tartışma yarattı. İddianamede özellikle cinayetin neden işlendiği ve azmettiricisinin kim olduğu sorularının yanıtının yer almaması eleştiri konusu oldu. DW Türkçe, Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında ortaya çıkan ifadeler, bilirkişi raporu ve iddianamedeki bilgileri kullanarak bu sorulara yanıt aradı. Ortaya çıkan bilgiler, Sinan Ateş cinayetini Mersin’deki Çağrı Ünel’e saldırı olayı ile arasındaki bağlantıya götürdü.

İlgili Makaleler

Sinan Ateş’i ölüme götüren süreç

Bilgiler, Sinan Ateş ile avukatı ve arkadaşı Ali Yücel ile onun döneminin Mersin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Çağrı Ünel’in Mart 2022’de aynı anda takip edilmeye başlandığını ortaya koydu.

Bilirkişi raporuna göre, Sinan Ateş ilk olarak 10 Mart 2022 tarihinden itibaren takip edilmeye başlandı. T24’ten Asuman Aranca’nın ortaya çıkardığı rapora göre, eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş, Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’dan 10 Mart 2022’de Sinan Ateş’in adresini bulmasını istedi. Demirbaş, yazışmada bu adresi isteyenin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım olduğunu bildirdi.

Komiser Aykal, “Reis” diye hitap ettiği Demirbaş’a, “Reis önceki GB’ye çıkıyor bu numara” yanıtını verdi. Demirbaş ise “Aynen reis, onun ipini çekmişler” oldu. Bu yazışmadan 1,5 saat sonra Ateş’in adresi Demirbaş’ın telefonunun notlar bölümüne yazıldı.

Mersin’deki Çağrı Ünel’e saldırı girişiminden bir gün önce Tolgahan Demirbaş, 14 Nisan 2022’de Aykal’dan Sinan Ateş’in yakın arkadaşı ve avukatı Ali Yücel’e ait araç plakasının sorgulanmasını istedi. Bu bilgilere erişen Demirbaş’tan, bu bilgileri isteyen kişi ise Ahmet Yiğit Yıldırım’ın özel kalem müdürü olan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel oldu.

Sinan Ateş takip edilirken Mersin’de düğmeye basıldı

Çağrı Ünel’in yargılandığı dava dosyasına göre, Ankara’da Sinan Ateş’i takip etme süreci başlarken, aynı zaman diliminde Mersin’de ise Sinan Ateş döneminin Mersin Ülkü Ocakları Başkanı olan Çağrı Ünel’e yönelik bir hazırlık yapılıyordu.

Ülkü Ocakları mensubu 10 kişi, 14 Mart 2022’de Adana’da buluşarak Mersin’e geçti. Ünel’in evinin çevresinde keşif yaptı. 15 Mart’ta ise bir bankaya giden Çağrı Ünel’e saldırı girişimi yaşandı. Kendisine bıçakla saldırılması üzerine silahını çeken Ünel’in açtığı ateş sonucunda Kadirli Ülkü Ocakları Üyesi Emrullah Kaplan hayatını kaybetti. Mahkeme, Ünel’i yargılama sonucunda “haksız tahrik altında adam öldürme” suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırdı. Saldırganlardan 8’i Adana Ülkü Ocakları üyesi, 2’si ise o dönem MHP tarafından yönetilen Etimesgut Belediyesi çalışanıydı.

Bu saldırıdan bir gün önce ise Adana Ülkü Ocakları Başkanı Cem Tutsoy, “Ülkü Ocakları Genel Başkanımız Sn. Ahmet Yiğit Yıldırım’ın ve genel merkezimizin emrinde FETÖ’cü hainlerin başına ‘YILDIRIM’ gibi çakacağız” paylaşımı yaptı.

Mersin’deki cinayet Ankara’da yakından izlendi

Mersin’de işlenen cinayet, bu sırada Ankara’da yakından takip ediliyordu. Tolgahan Demirbaş, Çağrı Ünel’e saldıran iki kişinin çalıştığı Etimesgut Belediyesi’nde işçi olan Burak Kılıç’a saldırının olduğu gün 15 Mart’ta “Ortak var mı bir şey” diye sordu. Demirbaş, yanıt alamayınca bu kez “Kardeş niye yazmıyorsun anlamadım ki” diye yazdı. Burak Kılıç, bunun üzerine, “Çocuk öldü, Kadirli ocaktan, Çağrı Ünel vurdu öldü” dedi. Demirbaş ise “Ne olacak şimdi” diye sordu.

Burak Kılıç, sosyal medyada E.G. isimli bir kişi tarafından paylaşılan, “Kılıçlar çekildi mi düşman seçilmezmiş, bu saatten sonra ha bir eksik hadi fazla. Fırtına olsanız bu kayadan ancak toz alırsınız. Ateş olsanız bir tutam ot yakamazsınız. Hainlerin tepesine YILDIRIM gibi çakacağız” içerikli mesajı Demirbaş’a iletti.

16 Mart’ta ise Demirbaş, Burak Kılıç’a “S.A (Sinan Ateş) ile alakalı hareketlilik var mı” diye sorarken, “Yok” yanıtını aldı.

Mersin’deki cinayetin ardından oklar Sinan Ateş’e çevrildi

Çağrı Ünel’in Emrullah Kaplan’ı öldürmesinin ardından Ülkü Ocakları mensupları sosyal medyadan Sinan Ateş’i hedef almaya başladı. Aynı şekilde Sinan Ateş’i takip girişimleri daha da arttı. Tolgahan Demirbaş, 18 Mart 2022’de Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a gönderdiği mesajda, “Hayırlı Cumalar Sayın Genel Başkanım. Her şartta yanınızda ve emrinizdeyiz efendim” diye yazdı.

Eski MİT’çiden yardım istendi

28 Mart 2022’de Tolgahan Demirbaş, eski MİT mensubu Çağlar Zorlu’dan Sinan Ateş’in anlık konum bilgilerini aldı. Ancak Demirbaş, “yer uygun” değil diyerek eylem yapmaktan vazgeçti. Demirbaş, Çağlar Zorlu’dan gelen bilgileri Ahmet Yiğit Yıldırım’a “Araştırmalarım devam ediyor efendim, az önce böyle bilgi aldım, arz ederim” diyerek iletti.

Aynı gün Yıldırım, Demirbaş’a, Sinan Ateş’in Türkiye’ye giriş yapıp yapmadığını sordu. Hemen baktıracağını söyleyen Demirbaş, bir gün sonra “Türkiye’ye dönmüş şu an ülkede” yanıtını verdi. Yazışmalar, Sinan Ateş’in yakından takip ettiren kişinin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım olduğunu ortaya koydu. Ancak Sinan Ateş iddianamesinde Yıldırım’ın adı geçmedi ve dosyası ayrıldı.


Sinan Ateş, ölümünün birinci yıl dönümünde Ankara’da düzenlenen törenle anılmıştıFotoğraf: Alican Uludag/DW

Sinan Ateş’in eşinin evinin önünden yakın takip

Demirbaş, 7 Nisan 2022’ye gelindiğinde Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in kimlik bilgilerini S.Y. adlı kişiye atarak adresini ve telefon numarasını öğrenmek istedi. Ertesi günü bu bilgileri Demirbaş’a atan S.Y. “Abi aramızda kalsın da Muhabbet Başkan Şakir ile konuşmuş. Ekibi kurduk kafasına sıkacaklar demiş” dedi. Demirbaş da “Biz de merakla bekliyoruz” karşılığını verdi. Aynı gün, 8 Nisan 2022’de bu bilgileri alan Ülkü Ocakları mensubu Burak Kılıç, Demirbaş’ın talimatı doğrultusunda Ayşe Ateş’in Yenimahalle’deki evini gözetlemeye başladı. Kılıç, evin çektiği fotoğrafı da Demirbaş’a gönderdi.

Cinayetin taşeronu Gülsuyu çetesi

Sinan Ateş’in takip edilmesi 8 ay öncesinde başlarken cinayeti işleyecek ekip ise İstanbul’da Hasan Ferit Gedik’i öldüren Gülsuyu çetesinden seçildi. Gedik cinayetinden 62 yıl hapis cezası alan ve kesinleşmiş 35 yıl olan Doğukan Çep, cinayette görev alacak İstanbul ekibini organize etti. Çep, bu iş için cezaevi arkadaşı Eray Özyağci’yi belirledi. Çep ve Özyağci ve bu isimlere para gönderdiği tespit edilen MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk ile cezaevinden arkadaştı. Bu üç ismin avukatı ise yine davanın tutuklu sanığı MHP’li Avukat Serdar Öktem’di.

Ortak nokta Alemdağ Spor Kulübü

Cinayetin ardından kaçan Doğukan Çep, 1877 Alemdağ Spor Kulübü Derneği Başkanı Alper Atay’ın otelinde yakalanmıştı. Olayın İstanbul ayağında görev alanların bir diğer ortak noktası da Alemdağ Spor Kulübü oldu. İfadelere göre Doğukan Çep, Suat Kurt, Ufuk Köktürk ve Eray Özyağci zaman zaman bu kulübe gidiyordu.

Tetikçi nasıl Ankara’ya getirildi?

Tetikçi Eray Özyağci’yi 27 Aralık 2022 tarihinde özel harekât polisleri Muratcan Çolak ile birlikte İstanbul’dan Ankara’ya getiren Özel Harekât Polisi Aşkın Mert Gelenbey, Eray Özyağci’yi 8-9 yıl öncesinden ablasının oturduğu mahalleden tanıdığını, zaman zaman görüştüğünü söyledi.

Ankara’da cinayete hazırlandıkları ev

Cinayetin tetikçisi Eray Özyağci, onu olay yerine götüren Vedat Balkaya ve olay yerinde keşif yapan Suat Kurt ise Ankara’nın Keçiören ilçesinde eski hükümlü Zekeriya Asarkaya’nın evinde saldırıya hazırlandı. 1982 yılında işlediği silahlı soygun suçundan sonra toplamda 36 yıl ceza alan Asarkaya, 26 yıl cezaevinde yattı. Suat Kurt, bu evde kalırken Doğukan Çep’ten 4 bin TL istedi. Çep ise konuştuğu Ufuk Köktürk’e IBAN verdi. Köktürk, parayı Asarkaya’nın hesabına gönderdi.

Cinayet öncesindeki telefon trafiği

Cinayet öncesinde Tolgahan Demirbaş ve Emre Yüksel, arasındaki telefon trafiği yaşandı. İkili arasında cinayetten 1 saat 15 dakika önce saat 12.20’de facetime üzerinden bir görüşme yapıldı. Demirbaş, saat 12.58’de şüpheli Eray Özyağci’nin kaçışına ilişkin buluşma noktası olarak kullanılan Gölbaşı’ndaki yerin konumunu Emre Yüksel’e gönderdi. Aynı zamanda buluşma yeri olan Gölbaşı-Haymana yolu dönüşündeki benzin istasyonunun fotoğrafı da Yüksel’e iletildi. Tetikçiyi bu noktaya bırakan Vedat Balkaya’nın telefonundan da aynı konum çıktı. Ancak dönemin MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un cinayetten önce saat 14.07 ve 14.13’te Demirbaş’ı iki kez araması iddianameye girmedi.

Cinayetin ardından tetikçiyi Tolgahan Demirbaş kaçırdı

Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde saat 13.40’ta cuma namazı dönüşünde Ankara’nın Çukurambar semtindeki ofisinin bulunduğu sokakta Eray Özyağci tarafından öldürüldü.

Cinayeti planlayanlar arasında olduğu iddia edilen Suat Kurt’un ifadesine göre, bu sırada Suat Kurt, telefonundan görüntülü aradığı Doğukan Çep’e olay anını izletiyordu.

Vedat Balkaya, motosiklet ile kaçırdığı Eray Özyağci’yi saat 13.53’te Tolgahan Demirbaş’ın beklediği Gölbaşı’ndaki konuma bıraktı. Demirbaş, Gölbaşı’ndan Haymana yoluna devam ederek Özyağci’yi kırsal bir alana bıraktı. Daha sonra şehir merkezine dönen Demirbaş, Emre Yüksel ile buluştu ve İstanbul’a doğru yola çıktılar. İstanbul’da bir otelde kalan ikili, daha sonra Ankara’ya döndü.

Cinayette İstanbul ile Ankara ekibi arasındaki bağlantıyı sağladığı iddia edilen MHP’li Avukat Serdar Öktem ise iddianameye göre cinayet günü Bursa’dan Ankara’ya geldi ve buradan saat 00.41’de Bolu’ya dönüş yaptı. Bu saatlerde Emre Yüksel ve Tolgahan Demirbaş, Bolu’da konaklamış ve yeniden İstanbul’a doğru yol almıştı. İkilinin, Eray Özyağci’yi buraya bırakıp bırakmadığı belirlenemedi.

Diğer yandan Bolu merkezde dolaşan Öktem’in kullandığı araç 31 Aralık saat 10.45 sıralarında Karacaağaç Yaylası’na giden yola döndü. Öktem, 2 Ocak günü saat 22.23’te ise Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne geldi ve buradan 11 dakika sonra ayrıldı. 1 Ocak 2023 tarihinde saat 15.17’de ise Serdar Öktem’in kullandığı araç, Eskişehir Yolu Armada Önü Çayyolu istikametinde Tolgahan Demirbaş ve Emre Yüksel’in içinde bulunduğu Audi marka aracı takip ederken plaka tanıma sistemine (PTS) yakalandı. Öktem’in kullandığı aynı araç 3 ve 4 Ocak günlerinde de Audi marka aracı takip ettiği PTS’ye yakalandı.

DW Türkçe’ye sansürsüz nasıl erişebilirim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu